Ağustos ayı ödemeler dengesi verisi cari dengenin, finansman kanalının ve net hata noksan kalemlerinin eş anlı olarak iyileşmeye devam ettiği sağlıklı bir tablo çiziyor. Rezervler, swap ve IMF çekim hakları hariç, son dört ayda 20 milyar dolar artış ile beklediğimizden çok daha iyi gidiyor. Ekonomide ihracat lehine dengelenme ve dış finansmandaki iyileşme Türkiye’nin risk priminde daralmayı destekliyor.
Ağustos ayında cari denge 0,5 milyar dolar fazla ile İş Yatırım (-0,1) ve piyasanın (-0,3) sınırlı açık beklentisinden çok daha iyi geldi. Yılın ilk sekiz ayında cari açık 14,0 milyar dolar ile geçen senenin aynı dönemine göre %46 geriledi. Enerji hariç cari denge ise 4,2 milyar dolar ile 2019 Ekim ayından bu yana en yüksek değerine ulaştı.
2020 Ağustos ayının zayıf verisinin yerine güncel verinin gelmesiyle 12 aylık birikimli cari açık 4,6 milyar dolar azalarak 23,0 milyar dolara geriledi. Cari dengedeki ana eğilimi daha net gösteren birikimli çekirdek fazla (altın ve enerji hariç cari denge) 2,9 milyar dolar artarak 19,1 milyar dolara ulaştı.
Cari dengenin detaylarına baktığımızda 2,8 milyar dolarlık mal ticareti açığı ve 0,8 milyar dolarlık gelir dengesi kaynaklı çıkışların 4,1 milyar dolarlık hizmet ticareti fazlasıyla dengelendiğini görüyoruz.
Turizm ve taşımacılık gelirlerindeki toparlanma cari dengedeki iyileşmenin arkasındaki temel neden. Turizm kaynaklı döviz girişleri salgın öncesi 2019 Ağustos ayı seviyesinin %80’ine ulaşıyor. Temmuz ayında bu oranın %60 civarında olduğunu hatırlatalım.
Güçlü dış talep koşullarının ihracatımızı desteklemesine rağmen ticaret hadlerindeki kötüleşme nedeniyle Ağustos ayında dış ticaret açığı gerilemekte zorlanıyor. Öncü verilere göre Eylül ayında dış ticaret açığında anlamlı bir daralma görebileceğiz.
Finans hesabında ise giriş devam ediyor. Aktör bazında bakıldığında, Ağustos ayında şirketlerden 1,2 milyar dolar, bankalardan 0,5 milyar dolar, genel hükümetten 0,3 milyar dolar, Merkez Bankasından 0,1 milyar dolar olmak üzere toplam 2,3 milyar dolar giriş söz konusu.
Alt detayları kanal bazında incelediğimizde portföy hareketlerinden 1,3 milyar dolar, efektif ve mevduattan 1,8 milyar dolar giriş görüyoruz. Kredi kanalında 0,3 milyar dolar, ticari kredilerde 0,5 milyar dolar, doğrudan yatırımlarda 0,3 milyar dolar çıkış dikkat çekiyor.
Portföyün detaylarına baktığımızda banka dışı şirketlerin eurotahvil borçlanmasından 0,8 milyar dolar, yabancıların hisse senedi alımlarından 0,5 milyar dolar, yabancıların DİBS alımlarından 0,3 milyar dolar giriş, yerlilerin yabancı menkul kıymet alımlarından 0,3 milyar dolar çıkış görülüyor.
Efektif ve mevduatın detaylarına baktığımızda yabancı bankaların Türkiye’deki hesaplarına 1,5 milyar dolar getirdiğini, Türk bankalarının yurtdışındaki muhabir hesaplarından 0,4 milyar dolar getirdiğini, buna karşın yabancı kişilerin ülkemizdeki mevduatının 0,2 milyar azaldığını görüyoruz.
Yurt dışından sağlanan kredilerin detaylarına bakıldığında, bankalar ve genel hükümetin sırasıyla 1,0 milyar dolar ve 0,1 milyar dolar net borç ödediği, diğer sektörlerin ise 0,8 milyar dolar net borçlanma yaptığı görülüyor.
Tahvil ve kredilere beraber baktığımızda Ağustos ayında uzun vadeli dış borç çevirme oranları bankalar için %58 (2021 yılı ilk sekiz ay: %85), şirketler için %241 (2021 yılı ilk sekiz ay %151) olarak gerçekleşiyor. 2020 yılının ilk sekiz ayında bu oran bankalar için %75, şirketler için %60 seviyesindeydi.
Toparlayacak olursak, istikrarlı bir şekilde iyileşen cari denge (+0,5 milyar dolar), makul bir finansman girişi (+2,0 milyar dolar), güçlü bir net hata noksan girişi (+4,5 milyar dolar) birleşince ortaya IMF çekme hakkındaki artış hariç 6,9 milyar dolarlık, güçlü bir rezerv artışı çıkıyor. Rezervlerde Mart-Nisan aylarındaki 7,4 milyar dolarlık çıkışın ardından, Mayıs-Ağustos döneminde toplam 20,2 milyar dolar giriş görülüyor.
Eylül ayında rekor ihracat geliri sayesinde 1,0 milyar dolara yakın cari fazla, bankalar (0,5 milyar dolar) ve Hazine’nin (2,3 milyar dolar) nedeniyle rezervler artmaya devam edecek. Haftalık TCMB verileri Eylül ayında 5 milyar dolar civarı rezerv artışına işaret ediyor.
Olumlu dış ticaret gelişmeleri ve Google Trends verilerinde Türkiye’ye olan turistik ilginin yüksek seyretmeye devam etmesi 2021 ve 2022 yılları cari açık beklentilerimizin aşağı yönlü güncellenmesini gerektiriyor. Öte yandan küresel stagflasyon endişeleri, tedarik zinciri sorunları ve enerji fiyatlarındaki sert yükseliş cari dengedeki olumlu tabloyu bozmaya aday.
Bu durumda 2021 yılı için cari açık tahminimizde sınırlı bir aşağı yönlü güncellemeye giderek 22 milyar dolardan 20 milyar dolara (milli gelirin %2,5’i) çekiyoruz. Saydığımız riskler 2022 ödemeler dengesinde belirleyici olacak.
Serhat Gürleyen, Araştırma Direktörü
Dağlar Özkan, Ekonomist