Bankacılık sektörüne dair gelişmelerin yön verdiği piyasaların bu hafta odağında Fed faiz kararı ve Powell’in açıklamaları bulunurken, Fed beklentiler dahilinde 25 baz puanlık faiz artışında bulundu. Fed’in daha güvercin tonda olduğuna dair yorumlar ve Fed’in faiz artışlarında sona geldiği beklentileri öne çıksa da, bankalara dair olumsuz tarafta olan haber akışı piyasanın risk algısının zayıf kalmasına etki ederek tahvil talebi yarattı. Türk hazine eurotahvilleri, daha çok dış etkenlerin etkisiyle işlem görürken, ABD tahvil getirilerinde yaşanan daralma ve zayıf USD’nin etkisiyle, haftayı primli noktaladı. Hafta başında Avrupa bankalarına dair haberlerin olumsuz etkisiyle 570 baz puana yükselen ülke risk primi, haftayı 550 bölgesinde noktaladı.
İç tarafta politik gelişmelerin daha sınırlı etki ettiği Türk hazine eurotahvilleri, dış gelişmeler ve Fed’in hamlelerine paralel fiyatlamalarla işlem gördü. Dış tarafta risk algısının zayıf tonda olmasına karşılık, zayıf USD’nin EM üzerinde pozitif etkisi ve ABD tahvil getirilerinde yaşanan düşüşün önümüzdeki dönemde EM için daha pozitif ortama işaret edebileceğine dair görüşler, Türk eurobondları üzerinde de olumlu etki yarattı. Getiri eğrisi 14-22 baz puan aralığında daralırken, beş ve on yıl vadeler sırasıyla 8,47% ve 8,88% seviyelerine çekildi. Yerli ve yabancı alımları yükselişte etkili oldu, hafta kapanışı öncesi yine Avrupa bankacılık sektöründen gelen haberlerin dışarda yarattığı olumsuz havaya karşılık, kıymetler hafif yükseliş sergiledi. Şirket tarafında bireysellerin daha uzun vadeli kıymet talebi dışında, daha çok 2024 vadeli banka kıymetlerinde ilgi oluştu.
Üye ve Müşterilere Özel İçerik
Yazının devamını okumak için hemen giriş yapın!