ABD & Avrupa Hisse Senedi Piyasaları
Yellen’in 1 Haziran’a kadar borç limiti görüşmelerinde bir anlaşmaya varılamazsa ABD’nin borç ödemelerinde temerrüde düşebileceğini yenilemesi ve Biden’ın görüşmelere katılmak için Asya ziyaretini erken bitirip Washington’a dönmesi haberleriyle geçirilen hafta sonu sonrasında ABD hisse senedi piyasalarında karışık bir görünüm vardı. Şahin tutumuyla bilinen St. Louis FED başkanı Bullard ise bu yıl içerisinde iki adet daha faiz artışı düşündüğünü belirtirken Minneapolis FED başkanı Neel Kashkari ise faiz artışlarında ara verilebileceği sinyalleri verdi. CME’nin verilerine göre piyasa, vadeli sözleşme işlemlerinde %74,3 oranında faiz artışı olmayacağını fiyatlarken %25,7 oranında 25 baz puanlık bir artış fiyatlıyor.
Okyanusun diğer tarafındaki borç tavanı görüşmelerinin bir sonuca varamaması haftanın ilk işlem gününde Avrupa hisse senedi piyasalarında karışık bir seyire sebebiyet verdi. Euro Stoxx 50 endeksi %0,22 değer kaybederek 4.385 seviyesine çekilirken DAX ise %0,32 değer kaybederek günü sonlandırdı. Pazartesi gününü CAC40 %0,18 kayıpla tamamlarken FTSE 100 ise %0,18 değer kazanarak diğer majör Avrupa endekslerinden pozitif ayrıştı. Avrupa Merkez Bankası en en son yayınlamış olduğu ekonomik bültende enflasyonu iten etmenlerin hala kontrol altına tam olarak alınamadığını ve hala istediklerinden yüksek ve uzun sürecek bir enflasyon ortamı olduğunu düşündüklerini, faiz artışı kararlarını da ellerindeki ekonomik verilere göre şekillendireceklerini belirtti. Euro Stoxx 50 endeksinde günü en çok primlenerek tamamlayan sektörler %0,61 ile takdirsel tüketim, %0,54 ile emlak ve %0,15 ile altyapı olurken, en çok değer kaybedenler -%1,39 ile sağlık, -%0,57 ile iletişim servisleri ve -%0,55 ile enerji oldu. DAX endeksinde ise günün en çok primlenen sektörleri %0,68 ile takdirsel tüketim, %0,54 ile emlak ve %0,31 ile altyapı olurken en çok değer kaybedenler -%0,87 ile temel tüketim, -%0,71 ile sağlık ve -%0,66 ile sanayi oldu. 31 Mart itibariyle $1,57 milyar rekor seviyede yıllık gelir açıklayan Ryanair yazın en çok talebin olacağı dönemde için yolcu sayılarında %10’luk bir artış beklediğini belirtirken hisse %1,31 değer kazandı. Bankacılık ve finans sektöründe hizmet veren Natwest Group ise yaklaşık $1,6 milyar değerinde hissesini Birleşik Krallık hükümetinden geri alacağını açıklamasının ardından seansı %1,19 değerlenerek tamamladı. Lufthansa’nın ise Moody’s kredi derecelendirmesi Ba2 seviyesinden Ba1 seviyesine yükseltildi, kararın arkasında şirketin borçlarını ödemedeki atikliği olduğu belirtilirken şirket %1,25 değer kazanarak haftanın ilk işlem günü tamamladı.
ABD hisse senedi piyasalarında Biden ve McCarthy’nin önemli görüşmesi öncesinde karışık bir görünüm vardı. S&P 500 %0,02 yükselerek 4.192 seviyesinde günü tamamlarken Dow Jones ise günü %0,42 değer kaybıyla tamamladı. Nasdaq ise haftanın ilk işlem gününde %0,50 değer kazandı. S&P 500 endeksinde en çok primlenen sektörler %1,17 ile iletişim servisleri, %0,67 ile emlak ve %0,33 ile finans olurken en çok değer kaybeden sektörler -%1,47 ile temel tüketim, -%0,55 ile hammadde ve -%0,39 ile enerji oldu. Dow Jones endeksinde ise en çok primlenen sektörler %0,30 ile sanayi, %0,30 ile iletişim servisleri ve %0,23 ile bilgi teknolojileri olurken en çok değer kaybeden sektörler ise -%1,80 ile enerji, -%1,70 ile temel tüketim ve -%1,57 ile takdirsel tüketim oldu. Çin hükümetinin siber güvenlik incelemesinde başarısız olan ve ülkede çip satışı yasaklanan Micron Technologies %2,85 değer kaybederek günü sonlandırırken Bernstein Çin pazarının şirketin toplam gelirinin %11’lik payına sahip olduğunu belirtti. Tang Capital iştiraki Concentra’nın hisse başı $5,75 fiyattan Atea Pharmaceuticals’ı alma teklifi sonucunda şirket %36,76 değerlenerek günü $5,06 seviyesinden sonlandırdı. Pfizer şirketi ise diyabet hastalarının kilo vermesinde yardımcı olması için üzerinde çalıştığı ilacın Ozempic iğnesiyle eşdeğer sonuçlara daha hızlı ulaşabileceği haberi hissede Kasım ayından beri en sert harekete sebebiyet verdi ve şirket %5,36 değerlendi.
Yarın ABD tarafında Mayıs ayı PMI verileri, yeni konut satışları, inşaat izinleri ve Richmond imalat verileri karşılanacak, Avrupa tarafında ise Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve Avrupa Bölgesi PMI verileri ile Merkez Bankası yetkilileri konuşmaları takip edilecek.
Emtia & FX Vadeli Kontratları (Futures)
Haftanın ilk işlem gününde borç tavanı sorununun hala çözülememesi ve bölgesel FED başkanlarından gelen şahin açıklamalar gündemde olsa da Dolar Endeksi nispeten sakin seyretti. Endeks, 103.00 seviyesi yakınlarından güne başlamasının ardından 103.40 seviyelerine yükselse de ABD seansını 103.20 etrafında sonlandırdı. G10 para birimlerinde seyir karışık olurken EURUSD paritesi güne 1.0805 seviyesinden başlamasının ardından 1.0800-1.0830 bandında seyretti. 1.0810 seviyesinde 100 günlük hareketli ortalama bulunuyor ve bu seviye altından alıcıların hız kazandığı görüldü. GBPUSD paritesinde yatay ekside seyir olurken USDJPY paritesinde Cuma günü gerilediği seviyelerden gelen alıcılarla yeniden 138,50 üzerine dönüş oldu ve parite bu senenin en yüksek seviyelerinden işlem görmeye devam etmekte. Diğer taraftan, Çin’den gelen büyüme verilerinin beklentilerin altında kalması ve üretim konusunda sıkıntıların artarak devam edebileceği endişeleri ile birlikte değerli metallerdeki düşüş bu hafta da devam etti. Spot Altın daha dar bir bantta hareket ederken 1970-1980 aralığında işlemler geçti. Bakır 1.50% gerileyerek 8127 seviyesine düşerken alüminyum ise 0.88%’lik değer kaybıyla 2263 seviyesini gördü. Öte yandan hafta sonu gerçekleşen G7 zirvesinin ardından petrolde arz tarafında önemli bir gelişme yaşanmazken WTI ham petrol günü 1.05% primle 72.30 seviyesinde, Brent petrol ise 1.12%’lik yükselişle 76.43 seviyesinde kapattı.
Eurotahvil Piyasaları
ABD’de borç tavanının yükseltilmesi konusunda henüz uzlaşmaya varılamamış olması, başta haziran vadeler olmak üzere tahvil getirilerinde yukarı yönlü hareketin devam etmesini de beraberinde getirdi. Haziran vadeli ABD tahvil getirileri 5.80% seviyesini geçerken 2 yıllık tahvil getirisi 6 az puanlık yükselişle 4.326%, 10 yıllık tahvil getirisi ise 4.2 baz puanlık yükselişle 3.715% seviyesine yükseldi. Resesyon için önemli bir indikatör olarak kabul edilen ABD 2 ve 10 yıllık tahvil getirileri arasındaki fark -61.7 seviyesine geriledi.
Geçtiğimiz hafta sert satış gelen ve diğer gelişmekte olan ülke tahvil piyasalarına karşı negatif ayrışan Türkiye Eurobondları, yeni haftayı da sert satışla açtı. Satış baskısı özellikle kısa ve orta vadeli kıymetlerde yoğunlaşırken 2 yıllık tahvil getirisi 39.9 baz puanlık yükselişle 10.522%, 10 yıllık tahvil getirisi ise 37.2 baz puanlık yükselişle 10.251% seviyesine yükseldi. Yeni haftaya 665 seviyesinde başlayan 5 yıllık CDS, günü 36.48 puanlık yükselişle 702 seviyesinde kapattı.