Dünyada sosyal anlamda görülen en önemli eğilimlerden bir tanesi iklim ve çevre hassasiyetinde yaşanan kitlesel yükseliş. Bireyler hassasiyetlerini kamusal alanda artık daha güçlü bir şekilde gösterirken devletler ve devlet üstü kurumlar da bu konuları siyaset üstü görüyor ve önlemler alıp, destekleyici hedefler koymaya çalışıyorlar. Elektrikli araçlar da aslında bu eğilimlerin bir parçası. Bu altyapının hazırlanmasında batarya ve elektronik teknolojilerinde yaşanan önemli gelişmeler rol oynamış durumda ve bu gelişimlerin devamı desteklenmeye devam ediyor. Her ülke farklı hedefler koyarken Avrupa 2035 yılında tamamen elektrikli araçlara geçmeyi, Çin ise 2060 yılında karbon emisyonunu sıfır civarına indirmiş olmayı planlıyor. Bu farklı hedefler aslında değişimin oldukça hızlı olması gerektiğini bizlere gösteriyor ve bu hız beraberinde birçok değişimi ve yaratıcı-yıkımı da getiriyor.
Birkaç sene önceye kadar elektrikli araç denince herkesin aklına Tesla markası geliyordu ve dünyanın neredeyse her yerinde Tesla küçük bir pazarın tek oyuncusuydu dersek yanlış olmazdı. Bugün ise konan agresif hedefler nedeniyle en yaşlı otomobil devleri olan Ford, Volkswagen, General Motors ve Rivian, Lucid, Xpeng gibi genç şirketler piyasada sürekli olarak yeni modeller çıkarıyor, tedarik zincirinde avantaj kapmak için ciddi bir mücadele veriyor. Yaşanan rekabet, aslında eski ve yeninin mücadelesi olarak göze çarpıyor. Genç şirketler yenilik üzerine inşa ettikleri kurum kültürü ve uzmanlık avantajlarına sahipken eski oyuncular ise tecrübe, tedarik ağı ve insan kaynağı avantajlarına sahipler. Yıllardır oldukça sıkıcı bir seyir izleyen otomobil piyasasında artık kartlar yeniden dağıtılıyor ve baş döndürücü bir rekabet söz konusu. Yaşanan rekabet şirketler bazında olurken ülkeler safında da mevcut. Batarya üretiminde kullanılan nadir metaller devletleri şirketlere destek vermeye iterken tüketicileri de bu alana yönlendirecek teşvikler ile desteklemek üreticileri karlılık, sürdürülebilirlik ve inovasyon açısından da geliştirmeyi hedefliyor.
IEA verilerine göre 2020 yılında tam 10 milyon adet elektrik araç satılmış durumda ve bu tüm araçların %14’üne tekabül ediyor. Şu anda açık ara önde giden Çin, bu satışların toplam %60 oranını oluşturuyor. ABD’nin geriden takip ettiği ancak yıllık %55 büyüme kaydettiği elektrikli araç sektörü için bazı risklerde ortaya çıkmaya başladı. Özellikle rekabetin artması sonrasında kar marjı baskıları yeni kurulan ve nakit ıskıntısı çeken şirketleri zorlarkan talepte yaşanılan yavaşlama üretim hedeflerinin kaçırılmasına sebep olmaya başladı. Yaşanan bu baskı ile birlikte yüksek faiz sonucunda ise nakit sıkıntısı çeken bazı şirketler iflasını açıklamak durumunda kaldı.