Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nisan ayı Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini (1 haftalık repo) %50 seviyesinde sabit tutarak piyasaları şaşırtmadı. Yıllık bileşik oranlara bakıldığında politika faizi %64’e, ortalama fonlama oranı %68 civarına denk geliyor. Açıklama öncesi pozitif alanda seyreden Türkiye varlıklarında karar sonrası önemli bir tepki olmadı.
PPK kararının yanı sıra Merkez Bankası Türk lirasına geçişin desteklenmesi için bankaların zorunlu karşılıklarına uygulanan faiz oranı üst sınırını, KKM için politika faizinin %60’ına, TL mevduat için politika faizinin %80’ine denk gelecek şekilde belirledi. Dönüşüm hedeflerini tutturan bankaların KKM zorunlu karşılıklarına uygulanan faiz tavanı %25’ten %30’a, TL zorunlu karşılıklarına uygulanan faiz tavanı %36’dan %40’a çıkmış oldu. Banka pozitif ve liralaşmayı destekleyici bir adım olarak görüyoruz.
PPK basın duyurusu metninde piyasa etkisi yaratacak bir değişiklik yok. Merkez Bankası, enflasyon ana eğiliminin, gerilemeye başlamasına rağmen, öngörülenden yüksek seyrettiğini kabul ediyor. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyre ve katılığa vurgu yapıyor. Kurul, parasal sıkılaştırmanın “gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak” politika faizini sabit tutuyor, ancak enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bozulma olması durumunda ilave sıkılaşma yapacağını vurguluyor.
Merkez Bankası ilave sıkılaşmayı faiz artışı yoluyla yapmak zorunda değil. Miktarsal sıkılaşma yoluyla veya parasal aktarım mekanizmasını güçlendirecek, Türk lirası tasarrufları destekleyen ve kredi kartı harcamalarını yavaşlatan ilave adımlarla istediği etkiyi sağlayabilir.
Ancak asıl ihtiyacımız olan Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının yanına daha az gevşek bir maliye ve gelirler politikasının konulması. Toplumun enflasyonun düşeceğine ikna olması için, “hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh tüm ekonomi politikalarıdır” mesajı verilmeli ve uygulanmalı.
Merkez Bankası’nın şahin adımı sonrası 2024 yılı için %45’lik enflasyon tahminimizde değişikliğe gitmiyoruz ancak yukarı yönlü risklerin azaldığını değerlendiriyoruz. Yılın son çeyreğinde 500 baz puan faiz indirimi beklentimizi koruyarak sene sonu politika faizi tahminimizi %45’te tutuyoruz. Maliye ve gelirler politikasının para politikasına desteğe gelmesi durumunda yılın son çeyreğinde enflasyon tahminimizde aşağı yönlü risk artar ve daha çok faiz indirimine gidilebilir.
Kısa ve orta vadeli Türk lirası tahviller, orta-uzun vadeli eurobondlar ve başta bankalar olmak üzere Borsa İstanbul için pozitif görüşümüzü koruyoruz.
Serhat Gürleyen, Araştırma Direktörü
Dağlar Özkan, Ekonomist