17-23 Eylül, CFTC raporlama haftasına Fed’in faiz kararıyla başladı. Fed, faiz oranını çeyrek puan indirerek beklentilere paralel bir karar açıklamış oldu. Yıl sonuna kadar iki faiz indirimi beklentisi piyasada devam etti. Faiz kararı, 11’e karşı 1 oyla alındı. Trump’ın Fed yönetim kuruluna atadığı Miran, 50 baz puanlık indirim yönünde oy kullanan tek üye oldu. Powell, aralık ayından bu yana faiz oranlarını sabit tuttuklarını, bu indirimin işgücü piyasasındaki zayıflık sinyallerine karşı bir adım olduğunu belirtti. Ayrıca, enflasyon risklerinin hâlâ farkında olduklarını ve temkinli duruşlarını koruduklarını vurguladı. Fed’in bağımsızlığını kaybettiği yönündeki iddialara da katılmadığını ifade etti. Haftalık işsizlik başvuruları 231 bin ile beklentilerin altında açıklandı. Faiz kararı sonrasında Fed yetkililerinden gelen açıklamalar da dikkat çekti. Bostic, ekonomik verilerin istihdama dair olumlu sinyaller vermesine rağmen enflasyon endişelerinin sürdüğünü ve bu yıl için başka bir faiz indirimi beklemediğini ifade etti. Musalem ise benzer bir görüşü dile getirerek, faiz indiriminin işgücü piyasasına yönelik bir sigorta adımı olduğunu ancak yüksek enflasyon ortamında daha fazla indirim için sınırlı alan gördüğünü belirtti. Fed’in yeni üyesi Miran, işgücü piyasasını korumak adına agresif faiz indirimlerinin gerekli olduğunu savundu. Eylül toplantısında 50 baz puanlık indirim yönünde oy kullanan tek yetkili Miran oldu. Bu durum, Fed yetkilileri arasında gelecekteki faiz indirimi konusunda görüş ayrılıklarının olduğunu ve belirsizliğin arttığını gösterdi. Hafta içinde ABD tarafında açıklanan S&P Global PMI verileri beklentilerin altında kalsa da, 50 eşik seviyesinin üzerinde gelmesi büyümenin sürdüğünü gösterdi. Fed yetkililerinin açıklamalarının ardından piyasalar, Powell’ın konuşmasına odaklandı. Powell, özetle, sürecin zor olduğunu ancak kararların verilere bağlı alındığını ifade etti. Enflasyonun seyrine ilişkin belirsizlik sürdüğü için hızlı bir gevşeme politikası benimsemek istemediklerini, çok hızlı hareket edilirse enflasyon riskinin, çok yavaş hareket edilirse ise istihdam kaybı riskinin oluşacağını söyledi. Tarifeler nedeniyle fiyatlardaki artışı geçici ve zamanla sönümlenecek bir etki olarak değerlendirdiklerini, maliyetin büyük kısmını firmaların üstlendiğini belirtti. Bu nedenle kalıcı enflasyon beklentisi oluşmadığını ifade etti. Öte yandan, Trump Birleşmiş Milletler ’de yaptığı konuşmada Ukrayna’nın Rusya’ya karşı kaybettiği toprakları geri almasını destekleyeceğini ve Rusya’nın barışa yanaşmaması durumunda yeni gümrük tarifeleriyle karşılaşacağını söyledi. Rapora konu haftada, diğer merkez bankalarının kararları da açıklandı. Çin ve Brezilya faiz oranlarını sabit tuttu. Japonya Merkez Bankası’nın faiz kararı piyasa beklentileri doğrultusunda gerçekleşti ve oylama 7’ye karşı 2 olarak sonuçlandı. Kanada Merkez Bankası ise 25 baz puanlık indirimle faiz oranını %2,50 seviyesine çekti. Dolar endeksi, 96,60 seviyesinden başladığı haftada en yüksek 97,80 seviyesini test etti. Haftanın sonuna doğru satış baskısı görülse de, haftayı %0,63 artışla 97,24 seviyesinde tamamladı.
EUR/USD paritesi, raporlama haftasına 1,1860 seviyesinden başladı. Fed faiz kararı sonrası doların zayıflamasıyla haftalık en yüksek seviyesi olan 1,1919’u test etti. En düşük seviyesi 1,1727 olurken, kapanışı %0,44 düşüşle 1,1815 seviyesinde gerçekleşti. EUR net kontratlarında ise önceki haftaya göre düşüş eğilimi gözlendi. Piyasa geneli yön eğilimi %65 ile uzun tarafta yer alıyor.
Üye ve Müşterilere Özel İçerik
Yazının devamını okumak için hemen giriş yapın!