ABD yönetimi, 90 günlük tarife muafiyeti süresi yaklaşırken birçok ülkeye yeni ve yüksek tarifeler içeren mektuplar gönderdi. Piyasa, bu tarifeler beklentinin (%10) üzerinde olmasına rağmen, bu gelişmeye büyük ölçüde kayıtsız kaldı. S&P endeksi tarihi zirvelere yakın seyrederken, gelişen ülke para birimleri (Brezilya hariç) görece dirençli kalmayı başardı. Risk iştahı güçlü seyretmeye devam ediyor. Bu durum, 1 Ağustos’a kadar süren yeni müzakere sürecinde tarifelerin düşürülebileceği beklentisinden kaynaklanıyor. Geçmiş deneyimler de ilk açıklanan tarifelerin, nihai seviyelerde genellikle düşürüldüğünü gösteriyor.
Fed’in toplantı tutanakları ve son açıklamaları, Eylül ayında faiz indiriminin yeniden başlamasının temel senaryo olduğunu gösteriyor. Ancak indirimin zamanlaması ve büyüklüğü, yaz aylarında açıklanacak enflasyon ve istihdam verilerine bağlı olacak. Haziran FOMC tutanaklarına göre, tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisi belirsiz. Firmaların stoklar nedeniyle fiyat artışını erteleyebileceği, bu etkinin zamanla yayılabileceği belirtiliyor. Ancak ticaret anlaşmaları yapılması veya firmaların hızla uyum sağlaması durumunda enflasyon etkisi sınırlı kalabilir.
Fed’den Bowman ve Waller, tarifelerin sadece geçici etkisi olacağını ve faiz indirimlerinin Temmuz’da başlaması gerektiğini savunuyor. Başkan Powell ise veri akışını izlemeyi tercih ediyor. St. Louis Fed Başkanı Musalem, fiyat artışlarının birkaç ay gecikmeli yansıyabileceğine dikkat çekerken, San Francisco Fed Başkanı Daly, firmaların maliyetleri kâr marjlarında absorbe edebileceğini belirterek bu yıl iki adet 25 baz puanlık faiz indirimi beklediğini ifade etti. Öte yandan, Atlanta Fed Başkanı Bostic, enflasyonun yüksek kalabileceği görüşüyle daha temkinli bir yaklaşım benimsiyor.
Türkiye’nin 5 yıl vadeli ülke risk primi (CDS), haftaya tarife gündeminin etkisiyle satıcılı başladı ve haftanın ilk gününde 10 baz puan artarak 290 seviyesine yükseldi. Ancak, küresel risk iştahındaki toparlanmaya paralel olarak hafta ortasında 282 seviyesine kadar geriledi ve haftayı 285 baz puanda tamamladı. Geçtiğimiz haftaki yoğun dış borçlanma süreci, bu hafta da Hazine’nin gerçekleştirdiği 6 yıl vadeli euro cinsi tahvil ihracıyla devam etti. Söz konusu ihraçta 5 milyar euronun üzerinde talep gelirken, ihraç %5,20 getiri oranı ve 1,5 milyar euro büyüklük ile tamamlandı.
Gelecek hafta piyasaların odağında enflasyon verileri olacak; ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Japonya’da enflasyon raporları açıklanacak. ABD’de ayrıca Haziran ayına ait perakende satışlar, sanayi üretimi ve Temmuz öncü Michigan Tüketici Güveni verisi izlenecek. Çin’de ise 2. çeyrek GSYH ve Haziran ayı ekonomik aktivite verileri Salı günü açıklanacak. Aynı gün, ABD’de bankalar 2. çeyrek bilanço sezonunu başlacak.
PDF formatında görüntülemek için tıklayınız