LED ekranlar, 20.yy teknolojik gelişmelerinin en önemli ürünlerinden bir tanesi oldu. Aslında ABD çıkışlı olan bu teknoloji, kamu arge projelerinden faydalanan bir şirketler grubunun mucidi olduğu bir ürün geliştirdi ancak ürün, ilk yıllardaki yüksek arge ve sermaye harcamaları nedeniyle ABD VC şirketleri tarafından pek cazip şirketler olarak görünmediler ve bu şirketler yeteri kadar fonlanamadıkları için zor durumda kaldılar. Önce Japonlar sonra ise Koreliler bu şirketlere yardım eli uzattılar, tesislerinin kendi ülkelerinde açılması için ön ayak oldular, fonladılar ve sonunda devlet teşvikleri sayesinde Japonlar bu alandaki liderliği ABD’lilerden tamamen aldılar, bugün ABD’li herhangi bir şirket bu alanda söz sahibi değil, yalnızca kullanıcı konumundalar.
Geçtiğimiz günlerde Çinli BOE şirketi, yeni çıkacak olan Macbook ürünlerinde kullanılacak olan OLED ürünleri için hazırlıklarını neredeyse tamamladıklarını açıkladı ve şirket pazara önemli bir kapasite ile giriş yapma hazırlığında. Bugün baktığımızda Apple’ın LED ürünlerinin neredeyse tamamı Samsung ve LG şirketlerinden sağlanıyor. İki şirketin OLED kapasitesi ise yeni Macbook’lar için yeterli konumda. BOE’nin bu alana girişi, tamamen fiyat kırma ve fazla arz yaratma üzerinden şekillenecek. Apple’ın da şu aşamada BOE’ye sıcak baktığı ve Samsung-LG’den çıkıp BOE’den de alımlar yapabileceği söyleniyor. Apple, BOE sayesinde fiyat kırmak istiyor. Eğer bu durum gerçekleşirse Kore ve Japonya’da yer alan OLED tedarikçileri için ciddi sorunlar yaşanabilir.
Elbette bu haberler Trump’a ulaştıktan sonra Apple’ın Koreli tedarikçilerinden Çinlilere geçmesi pek kolay olmayacaktır ve bu haberler de belki de söylentiden öteye geçmeyecek fakat BOE, son teknoloji ürünü çıkaracak kapasiteye kendisini atmış durumda. BOE üretime başladığı anda fiyatlar aşağı gelecektir, siz tarife koymadığınız müddetçe. Peki tarifeler getirdiğinizde ne yapmış oluyorsunuz, aslında race to the bottom diye özetleyebileceğimiz yüksek rekabet ve Çinlilerin servet dağılımından bürokrasisine, bürokrasiden kur rejimine uzmanlaştığı ölçekli üretim ve fiyatlarda rekabet avantajı yaratma sürecini saf dışı bırakıyorsunuz. OLED ekranları ancak Çin daha ucuzlatabilir durumda ve siz Çin’e müsaade etmezseniz, Iphone fiyatlarında üretilen malın maliyetinde bir azalma da olmayacak. Çin gibi fiyatları aşağı doğru ittirebilecek bir yapı alternatifi var mı? Henüz teknolojisine ayak dahi uyduramamış olan ABD’lilerin gözünden baktığımızda pek mümkün görünmüyor.
LED ekranlar ABD’nin teknoloji ve arge tarihi için oldukça kritik öneme sahip ürünlerdir. Kamu desteklerinin kesildiği, inovasyon ve arge fonlamasının tamamen özel sektöre bırakıldığı dönemin ABD için yarattığı risklerin çok önemli göstergesidir ve bugün Çin’e kaymış olan üretim know-how’ının o gün Japonlara geçiş adeta bir prova gibidir. Bugün de OLED ekranlarda fiyatların düşmesine izin verilmeyecek olmasını büyük resme uyarlarsanız bugünün dünyasının risklerini anlamak kolaylaşıyor. Çin, LED ekranlar için anlattığımız bu stratejiyi elektronik ürünler, perakende ürünler, demir çelik, kimya, ilaç, otomotiv sektörlerinin hepsinde yıllardır yapıyor ve bu şekilde aslında mal ve hizmetler dediğimiz gruptaki mal grubunun enflasyonu hiç yükselmiyor ve Çin tarafından fiyat düşüşleri ile fonlanan bir tüketim ağırlığı yüksek ekonomi yaratılmış oluyor. Ürünlerdeki sürekli fiyat düşüşü, para politikasını da gevşetiyor, hane halkını da varlık sahibi yapmasa da tüketebilir ölçüde tutuyor, gelir adaletsizliğini devasa boyutlara çıkarıyor, sistemin çökmesini engelleyecek kadar da hane halkı alım gücünü ayakta tutuyordu. Şimdi ise bu fonlama kalkıyor ve yerine bir alternatif de koyulamıyor, her ürüne marjinal olarak gelirimizden daha çok vererek ödemek durumunda kalacağımız bir dönem geliyor da diyebiliriz, bahsettiğimiz tüm bu döngünün ana unsuru olan varlıklı değil ama tüketebilir hane halkı artık sıtmaya razı değil, ölümle belki de karşı karşıya.
Utku Oktay Acundeğer