Micron, SK HYnix ve Samsung hisselerinin fiyatları son dönemde muazzam bir artış yaşadı ve tekrar gündemin merkezine oturdu. Bu şirketlerin yanı sıra hafıza çiplerinin tedarik zincirinde yer alan Sandisk gibi diğer şirketler de bu sert yükselişe katıldılar. Bu gördüğümüz panik alışlarının bizlere Wall Street’in bazı endüstrilere bakışı hakkında çok ciddi sorunlar barındırdığını düşündürmesi gerekiyor. Son dönemde bu hafıza çipleri konusunda piyasada dolaşan yorumlara biraz bakarak bu durumu değerlendireceğiz
Öncelikle HBM, her şeyin başladığı yer. HBM yani yüksek bant genişliğine sahip hafıza çipleri, AI çiplerinin en önemli bileşenlerinden bir tanesi ve aslında en büyük kısıtlayıcı unsur. Daha önce bu konuyu çok defa anlattığım için detayına girmeyeceğim ancak son dönemde AMD’nin popüleritesinin bu kadar artmasında, AMD çiplerinin içerisindeki hafıza payının yüksek olması ve H100’e göre bu avantajı sayesinde bazı formatlarda daha iyi performans göstermesi başrol oyuncusu olmuştu. HBM’in yarattığı ana sorun ise hızlıca bu talebi karşılamak isteyen hafıza çipi üreticilerinin diğer ürünlerin kapasitelerinden çalmak zorunda kalması oldu. SSD, HBM haline getirilmemiş DRAM çiplerinin hepsinin kapasitesi HBM için daralmak zorundaydı ve bu yaşanırken talep sabit kalsa daha fiyatlar artacaktı. Ancak talebin sabit kalması da mümkün değildi, daha önce Bilanço Günlüklerinde bahsettiğim üzere yeni yazılım ve uygulama mimarileri tamamen değişiyor ve çok daha fazla hafıza kullanan, özelleştirilen ve kullanıcı davranışları üzerinden front end- back end etkileşimini değiştiren bir yapıya evriliyor. Yani hafıza tarafında bir supercycle kaçınılmaz hale gelmişti.
Peki Wall Street bu gelişmeler yaşanırken neyi tartışmayı seçti? Öncelikle HBM’in fazla kapasite olacağı iddia edildi ve ürünün 2-3 tedarikçi tarafından üretiliyor olmasının karlılık tarafında bu şirketleri hırpalayacağı, normal hafıza çiplerinden ise pek fazla farkı olmayacağı söylendi. Şirket üst üste çeyreklerde bu durumun gerçekleşemeyeceğini çünkü HBM’in çok özelleşmiş bir ürün olması nedeniyle önden üretip stoklanmasının mümkün olmadığını belirtti. Koreli ve Tayvanlı kaynaklar da bunu doğrulayarak birçok paylaşım ile bu süreci anlattılar ve aslında müşterinin çip setine uygun bir HBM geliştirildiğini vurguladılar. Bununla beraber klasik hafıza tarafında da genel olarak telefon ve bilgisayar talebinin düşük olduğunu iddia ettiler, yine Kore’den gelen haberlerin kapasite kullanım rakamlarının yükselişine ciddiye almadılar.
Sonrasında HBM4 ürünü geldi. Bunu geçen çeyrek çok detaylı olarak anlattığım için detay anlatmayacağım ancak ürünün üretim bandından çıkma veriminin HBM3 ürününe göre daha düşük olması gerektiği konusu biliniyordu, Koreli kaynaklardan bunu hep okuduk ancak Wall Street Samsung’un da bu ürünü üretmesi ile fiyatların yüksek kalmasının mümkün olmadığını fiyatlamaya devam etti. Neredeyse yıllar boyunca şirketlerin yılbaşında tüm potansiyel kapasiteyi satmış olması hiçbir hareket yaratmadı.
Bugüne geldik. Micron başta olmak üzere hafıza çipleri veri merkezlerindeki çok önemsiz bir parça üreticisiymiş gibi performans göstermeye devam ederken DRAM fiyatlarının katlanarak gittiğinin fark edilmesi üzerine adeta bir patlama yaşadı. Kurumlar SK Hynix’in birkaç sene içerisinde TSMC ile aynı faaliyet karını üreteceğini ve geçeceğini iddia etmeye başladı, Apple gibi şirketlere analist toplantısında hafıza kartı enflasyonu adı altında sorular gelmeye başladı.
Şimdi ne olacak bunu konuşabiliriz ve bu yükseliş kalıcı mı bunun üzerinden gidebiliriz. Cevap evet, yükseliş kalıcı olmalı. Şirketin aslında tüm ürün segmentinde karlılık tarafını arttırarak gidiyor ve 2027 yılına kadar zaten sürmekte olan kontratlar mevcut, bunlar zamanla yenilenecek ve sermaye harcamaları bu alanda çok fazla artabilecek gibi görünmüyor. HBM tarafına baktığımızda aslında Çin’in çip üretimindeki ana problemi olan hafıza çiplerinde hala net adımlar atabilmiş değiller ve global olarak tarifeleri arttırmaksızın fiyatları baskılayabilecek bir Çin de yok. YMTC tarafında (Çin’in hafıza çip şirketi) klasik hafıza kartlarının fiyatlarının arttırılma kararına baktığımızda ise sorunun biraz daha kötü olduğu görülüyor, Çin dahi fiyatları aşağı indirebilecek bir güce sahip değil. Hafıza tarafında bu gördüğümüz durum normalden az kapasite ve normalden kalıcı olarak yüksek talep içeriyor. Çin-ABD arasındaki fark bugün ABD lehine çipler sayesinde geliyor ve çipler içerisinde de en çok hafıza üzerinden geliyor. Micron şirketinin orta uzun vadede 500 milyar USD değerlemeye ulaşabileceğini tahmin ediyorum, yeni bir kar marjı döngüsü paradigmasının ve eski döngüselliğin artık belki de tamamen ortadan kalkmış olduğu gerçeği yeteri kadar fiyatlanmış değil.
Peki Wall Street neden bu konuda problem yaşadı? Çünkü dünya artık AI ile birlikte yazılım odaklı ve fix maliyeti görece yüksek ancak marjinal maliyeti çok düşük projelerden marjinal ve fiks maliyeti oldukça yüksek olan bir düzene geçiyor. Bu bir iş modeli değişimi ve bu iş modeli yıllardır ABD’lilere yabancı. Google gibi şirketlerin borçlanmaya çıkmasını da bu yüzden bir kıyamet olarak yorumluyorlar, gerçekten bir yatırım harcaması yapmak onların dünyasına çok uzak. Bu yeni iş modeli, Asya temelli bir iş modeli. Led ekranlardan daha önce bahsetmiştim, bunun gibi onlarca üründe ABD’nin kendine yeterliliği kaybetmesinin nedeni bu. Teknolojinin üretim kanadında artık yeni hub’lar Kore, Japonya, Tayvan, Çin üzerinden gelişiyor, haber kaynakları direkt mutfaktan bilgi veriyor ve finans odaklı yazılardansa mühendislik odaklı yazılar daha değerli hale geliyor.
Semi Analysis bu konuda çok güzel bir örnek teşkil ediyor. Önceden veri merkezi altyapısı konusunda bir blogger olarak başlayan site bugün yaptığı tahminler ve karşılaştırmalar ile hisse senetlerinin hareketlerini etkilemeyi başarıyor ve belki de hiçbir finans kurumunun sahip olmadığı bir güce sahipler. Bunun gibi Tayvan ve Kore temelli bir haber ajansı da olayların çok daha detayını paylaşabiliyorlar. Çin tarafında isim isim çok fazla şirket veya haber ajansı popüler olmasa da yazılan makalelerin kalitesi çok yüksek olabiliyor. Bugünün medyasına baktığımızda ülkelerin ekonomisi ile paralel bir durum var, ABD kaynakları daha çok işin tasarım ve yazılım tarafına odaklanırken Asya’lı oyuncular üretim ve hardware üzerine yoğunlaşıyor. Bu da bize artık bakış açımızın ve gündemimizin ne kadar değişmek zorunda olduğunu gösteriyor. Akademik anlamda kalifiye eleman yetiştirme hususunda Asyalılar artık ana oyuncu olmuş durumdalar ve AI teknolojisinin arka planı tamamen bu coğrafyanın kendi içerisindeki yarış üzerinden şekilleniyor.
Sonuç olarak Wall Street artık bilgi konusunda bir monopol değil ve çok daha dağınık bir bilgi akışı ile karşı karşıyayız. Bu sefer teknoloji ve bilgi paylaşım ağları genişlediği için değil, yeni iş modelleri ve yeni bir dünyaya geçtiğimiz için bunu içselleştirmek zorundayız. ABD’yi hukukçuların ve finansçıların yönettiği, Asya devlerini ise mühendislerin yönettiği doğru bir tespit ve bunun eksileri çok sık tartışılsa da artılarını da AI devriminde çok daha fazla konuşacağız. Kravatları çıkarıp tulum giymenin zamanı geldi.
Utku Oktay Acundeğer



















