Genesis Act, geçtiğimiz akşam Beyaz Saray dökümanı eşliğinde duyuruldu. Manhattan Projesi’nden ilham alındığı belirtilen proje, Federal verileri ile desteklenen bir altyapı kurmayı ve aslında federal hükümet kaynakları sayesinde geliştirilen bir AI argesine işaret ediyor. Dökümana baktığımızda kritik konulardan bir tanesi de projenin uzun vadeli bir proje olmadığını, hemen harekete geçip 1 seneden kısa süre içerisinde uygulamaya konacak olmasının belirtilmesi. Ana odaklanılacak olan noktalar AI agent’lar, bioteknoloji gibi alanlardaki veri kaynaklarının AI ve kamu desteği ile arge faaliyetlerinin genişletilmesi, robotik alanında testler yapılması, kuantum alanındaki çalışmaların gerçekleştirilmesi. İlgili sektörlerin hepsi için net bir mesaj ve pozitif gelişme.
Genesis, oldukça önemli bir ürün olarak görünüyor ve iki tane önemli konuyu hatırlatıyor. Birincisi, AI’ın sürekli olarak ürün olarak insan becerilerinin yerini alan, herhangi yürürlükteki faaliyeti daha verimli olarak çalıştırması gözü ile bakılsa da aslında arge tarafındaki süreçleri de çok hızlandırıyor. Yalnızca biotech tarafı değil aynı zamanda matematik ve analitik tüm akademik süreçlerde AI şu anda bir copilot edası ile verimlilik desteği zaten veriyor, konu spesifiğinde yüksek veri ile çalıştırılan özel agent’lar sayesinde ise çok daha küçük ekipler ile çok daha büyük operasyonlar gerçekleştirilebilecek. Arge tarafına verdiği destek sayesinde AI aslında yeni teknolojilerin hepsini çok hızlandırıyor, bu alanda Agent’ların desteği şu ana kadar kısıtlı oldu ve gündelik AI kullanımlarımızı işletim sistemine çektiğimizde çok daha fazla verim alabileceklerini biliyoruz. Zamanlama olarak başarılı bir proje olduğunu düşünüyorum fazla geç kalınmış bir adım değil. Arz tarafında fikirler güzel, ancak projenin ana ortaklarından bir tanesi de enerji bakanlığı, enerji ekipmanları ve enerji arzındaki sorunlar zaten artık herkesin malumu ve ABD’nin yumuşak karnı. Nükleer alanında gelecek sene regülasyonlar ve izinlerin verilme aralıklarının çok daha aşağı getirildiğini göreceğiz, S&P Global gibi şirketlerin hesaplamalarına göre 18 ay civarında olan bu döngülerin 1 senenin altına indirilmesi Trump’ın ana hedeflerinden. Doğal gaz tarafı zaten tam gaz yoluna devam ediyor.
AI-Arge bağlantısının yanı sıra daha önce üzerinde çok durduğumuz bir konu var o da AI’ın bir Too Big to Fail şirketler grubuna dönüşmesi. Bugün yok ancak orta vadede oluşabilecek bir çip tarafında kapasite fazlasının yaratacağı yıkıma tahammül etmesi mümkün değil ABD’nin. CoreWeave neocloud şirketler arasında borçlanma yolu ile kaynak yaratan şirket olduğu için onun CDS’leri önemli bir gösterge konumunda. Şirketin tahvilleri SOFR+ spread olarak ödeniyor. Yani AI şirketlerinin borçlanmaları arttıkça aslında Fed ve para politikası ile bağlantısı da güçleniyor. Bu nedenle talebin yaygınlaşabilmesi adına da hamleler göreceğiz, Genesis Act bir arge hamlesiydi, geriye diğer kritik hamle kalıyor o da açık kaynak modellerin yaygınlaştırılması ve küçük orta şirketlerin AI kullanımlarına yönelik teşvikler verilmesi. Bugün bir AI balonu yok ancak olduğunda uzun süre yüzdürülecektir.
Kredi CDS’lerini kontrol edebileceğiniz diğer bir alan opsiyon hareketliliğidir. Bir şirketten tahvil almak aslında put opsiyonu satmak ile eşdeğer bir risk profiline sahip olduğu için CDS almak da put opsiyonu almak ile paralel düşünülebilir. CoreWeave tarafına baktığımızda CDS’lerin ufak aşağı hareketine göre put-call opsiyon oynaklığı tarafında daha net bir toparlanma mevcut. Oracle tarafında ise henüz böyle bir sinyal görmüş değiliz.
Utku Oktay Acundeğer



















