Ödemeler Dengesinde Genel Durum
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Eylül ayı ödemeler dengesi verilerinde güçlü cari fazla ve sağlıklı bir finansman kalemi görüyoruz. Para politikasında değişikliğe gidilmediği bir senaryoda dış dengenin döviz kuru üzerinde fazla baskı kurmayacağı olumlu bir tablodan bahsedebiliriz. Ancak kaynağı belli olmayan net hata noksan kaleminde çok yüksek çıkış sebebiyle rezervlerde sınırlı bir gerileme var. Net hata noksanda sene başından beri 20 milyar dolar çıkış rahatsız edici.
Cari fazla beklenenden biraz daha iyi
TCMB verilerine göre 2024 Eylül ayında cari denge aylık 3,0 milyar dolar fazla ile İş Yatırım ve piyasanın 2,8 milyar dolarlık tahmininden hafif yüksek geldi. Fark turizm gelirlerinin öngördüğümüzden biraz daha yüksek olmasından kaynaklanıyor.
Yılın ilk 9 ayında 5,3 milyar dolar cari açık birikmiş oldu. Yüksek enerji fiyatları, anormal atın talebi ve nispeten genişleyici iç talep koşulları sebebiyle 2023 yılının ilk 9 ayında 36,1 milyar dolar cari açık kaydedilmişti.
Enerji ve altın dış ticaretini dışlayan çekirdek cari fazla 7,7 milyar dolar ile son yılların Eylül değerleri ile uyumlu bir seviyede. Yılın ilk 9 ayında çekirdek cari fazla 38,7 milyar dolar ile 2023’ün aynı dönemine göre 12,4 milyar dolar yukarıda.
Manşet cari dengenin detaylarına baktığımızda 7,4 milyar dolarlık hizmetler fazlasının karşısında 3,1 milyar dolar mal ticareti açığı ve 1,3 milyar dolar gelirler açığı görüyoruz. Hizmetler dengesinin büyük kalemlerinden brüt seyahat geliri 6,5 milyar dolar ile yıldan yıla %5,6, brüt yolcu taşımacılığı geliri 2,1 milyar dolar ile %3,6 artıyor.
Cari dengede iyileşmenin ağırlıklı hizmet kaynaklı olduğunun altını çizelim. Altın ve enerjinin yanı sıra hizmetleri de çıkararak baktığımız çekirdek mal dengesi 1,6 milyar dolar fazla ile geçtiğimiz yılların Eylül aylarına göre nispeten zayıf. Türk lirasındaki reel değerlenmeden çok ihracat pazarlarımızda düşük talep ile ilişkilendiriyoruz.
Finans hesabında sağlıklı giriş
Eylül ayında 2,5 milyar dolar giriş ile Ağustos ayındaki çıkışları büyük oranda karşılayan bir finans hesabı görüyoruz. Alt detayları aktör bazında incelediğimizde bankalara 1,8, genel hükümete 1,2 milyar dolar net giriş, şirketlerden 1,1 milyar dolar çıkış dikkat çekiyor. TCMB’de önemi bir hareket yok.
Detayları borçlanma kanalı bazında incelediğimizde kredilerden 2,2, doğrudan yatırımlardan 0,6, portföy yatırımlarından 0,4 milyar dolar net giriş görüyoruz. Ticari kredilerden 0,5, efektif ve mevduat hareketlerinden 0,3 milyar dolar net çıkış var.
Kredi ve borçlanma araçlarına beraber baktığımızda uzun vadeli dış borçlanma kanallarının çalıştığını görüyoruz. 2024 Eylül ayında bankaların uzun vadeli dış borç çevirme oranını %160 (2023 Eylül: %262), şirketlerinkini %195 (2023 Eylül: %152) olarak hesaplıyoruz. Yılın ilk dokuz ayı olarak baktığımızda bu oran bankalar için %166 (2023 Ocak-Eylül: %114), şirketler için %138 (2023 Ocak-Eylül: %89).
Son aylarda finans hesabında bizi rahatsız eden konu yerleşiklerin yabancı menkul kıymet alışındaki yükseliş. Sadece Eylül ayında bu gerekçeyle 2,6 milyar dolar finanman çıkışı görüyoruz. Sözkonusu rakamın nerdeyse tamamı yerleşik hanehalkı ve özel şirketlerden kaynaklı. Yılbaşından bu yana baktığımızda tutar 12,5 milyar dolara yani 2024 tahmini milli gelirinin %1’ine denk geliyor. 2023, 2022 ve 2021 yıllarında bu rakam sırasıyla 3,1 (%0,3), 4,5 (%0,5) ve 2,3 (%0,3) milyar dolar seviyelerindeydi. Tutarın yükselişi kısa vadeli ABD hazine tahvillerindeki cazip getiriler ile ilişkili olabilir. Fed faiz indirimleriyle bu eğilimin zayıflamasını bekleriz.
Net hata noksan geri döndü
Ödemeler dengesindeki esas negatif gelişme net hata noksan kalemindeki 6,2 milyar dolar çıkış. Yılın ilk dokuz ayında net hata noksan kalemindeki çıkış 20,7 milyar dolara ulaşıyor. Bu tutarın 8,4 milyar doları yerel seçimler öncesinde anlamsız bir panik ile oldu. Son iki aydaki çıkış 10,6 milyar dolar ile Mart rakamını da geçti. Söz konusu çıkışın Ağustos ve Eylül aylarında küresel piyasalarda yaşanan oynaklık kaynaklı olduğunu ve yılın son çeyreğinde geri geleceğini tahmin ediyoruz.
Özetlemek gerekirse Eylül ayında cari dengede iyileşmeyi, finansman tarafında Ağustos çıkışı sonrası normalleşmeyi ve uzun vadeli borçlanma eğilimi sevdik. Ancak yerleşik yatırımcının net varlık alışı ve net hata noksanda devam eden çıkış bu olumlu tabloyu bozuyor. Rezervler Eylül ayında 0,7, son iki ayda 3,2 milyar dolar, sene başından beri 4,2 milyar dolar geriledi.
Ekim’de cari fazla küçülürken rezervler artıyor
Ekim ayında turizm ve yolcu gelirlerindeki mevsimsel gerileme ile aylık cari fazlanın küçüldüğünü göreceğiz. İhracatın olumsuz dış talep ve değerlenen Türk lirasına rağmen dirençli olduğunu, ithalatın ılımlı seyrettiğini görüyoruz. Ham dış ticaret açığı 5,7 milyar dolar ile geçen yılın aynı ayına göre daha 0,9 milyar dolar daha ufak. Sonuçta Ekim ayında 1,3 milyar dolar civarı cari fazla öngörüyoruz.
Hisse senedi, DİBS, ÖST ve eurobond gibi menkul kıymetlerde yabancıların giriş, çıkış, ihraç ve itfa hareketlerini topladığımızda Ekim ayında yabancıların portföy hareketlerinden 3,9 milyar dolarlık giriş hesaplıyoruz. Portföy girişi ağırlıklı olarak DİBS ve eurobond kaynaklı. Hissede çıkış 0,7 milyar dolar ile devam ediyor. Yerleşiklerin yabancı menkul kıymet alım eğiliminin devam ettiği durumda net portföy girişi daha sınırlı olacaktır.
Günlük analitik bilanço verisinden yola çıktığımızda Ekim ayında TCMB brüt rezervinde altın fiyat hareketi hariç 6,4 milyar dolarlık artış hesaplıyoruz. Öngördüğümüz cari fazla ve yabancı portföy girişini topladığımızda elde ettiğimiz 5,2 milyar dolar brüt rezerv artışının altında, dolayısıyla diğer finansman kalemleri ve net hata noksanın toplamı da pozitif katkı verecektir. Kasım ayının ilk verileri ise tam tersine rezervlerde sınırlı bir gerileme gösteriyor.
Cari açık tahminimizi aşağı güncellemeye devam ediyoruz
Petrol fiyatlarındaki gerileme doğrudan, içeride sıkılaşan finansal koşullar düşük altın ithalatı ve zayıf iç talep ile dolaylı olarak dış dengeyi destekliyor. TCMB’nin ödemeler dengesi serisindeki yaptığı yukarı yönlü revizyonlar ve beklediğimizden yüksek cari fazla verisini beraber değerlendirdiğimizde 2024 yılı için 12 milyar dolar seviyesinde olan cari açık tahminimizi 10 milyar dolara (tahmini milli gelirin %0,8’i) indiriyoruz. Tahminimiz para politikasında geçmiş sıkılaşma dönemleri ile tutarlı. 2025 yılı öngörümüz 17 milyar dolar (2025 tahmini milli gelir %1,1’i) ile biraz daha yüksek.
Serhat Gürleyen, Araştırma Direktörü
Dağlar Özkan, Ekonomist