Ekonomik verilerin ve Merkez Bankası toplantılarının öne çıktığı haftada piyasalar, önce FOMC faiz kararı ve Powell’in açıklamaları, ardından tarımdışı istihdam verisi ile yönünü belirledi. Fed’in beklenti dahilinde 75 baz puanlık artışı ve önümüzdeki dönemde daha yavaş hızda artışların olabileceği ihtimalini öne çıkarmasına karşılık, faiz artışlarının hangi noktada sona ereceğine dair belirsizlik olduğunun belirtilmesi, Fed’in yönünü değiştireceği beklentilerini büyük oranda azaltırken, tarımdışı istihdam verisinin beklenti üzerinde açıklanması da varlıklarda hareketliliği artıran etken oldu. Türk eurotahvilleri, hem hazine hem şirket tarafında oldukça güçlü bir hafta geçirirken, ülke risk priminde gerileme, hazine kıymetlerine kıyasla geride kalmasına karşılık, haftalık kapanış 630 baz puan ile Mayıs ayından bu yana en düşük seviyede gerçekleşti.
Fed’in faiz artış hızını azaltacağına dair beklentilerin bir süredir risk algısını daha kuvvetlendirdiği ortamda, Türk hazine eurotahvilleri de pozitif yönde hareket etti. Bu hafta genelinde bu algıya ek olarak, Vakıfbank kıymetlerinin itfasının yeniden değerlendirilme çabası ve dış alımlar, zayıf kıymet likiditesi ile birleşerek getirilerde daralmayı hızlandırdı. Getiri eğrisi 25-55 baz puan aralığında aşağı gelirken, on yıl bölgesi yaklaşık iki ay aranın ardından, tekrar 10% seviyesinin altına çekildi. Kısa tarafta likiditenin zayıf seyri bu kısmı daha güçlü kılarken, şirket tarafında uzun süredir zayıf olan likiditenin, güçlü lokal ilgisi ile birleşmesi sonucu performans daha kuvvetli oldu. Bir süredir ilginin sınırlı kaldığı 2026 ve Mayıs ayından bu yana hacimlerin çok zayıfladığı daha uzun vadeli sermaye benzeri kıymetlere ilgi kuvvetlendi, Ülker ve Zoren gibi daha yüksek getirili kıymetlerde de güçlü ilgi öne çıktı.
Üye ve Müşterilere Özel İçerik
Yazının devamını okumak için hemen giriş yapın!