Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın dördüncü ve son enflasyon raporunda 2024 yılsonu enflasyon tahminini %38’den %44’e yükselterek piyasa ile uyumlu bir platoya taşıdı. TCMB 2025 yılsonu tahminini ise %14’den %21’e çekerek, piyasa beklentilerine göre iddialı bir seviyede tuttu. Başkan Fatih Karahan’ın açıklamalarından Aralık ayında faiz indirimine açık kapı bırakıldığını anlıyoruz.
Merkez Bankası ihracat ağırlıklı küresel büyüme (2024: %2,0, 2025: %2,4) varsayımlarında değişikliğe gitmedi. ABD doları bazlı ithalat fiyat artışına dair varsayım 2024 için sadece 0,1 yüzde puan yukarı çekilerek %0,8’e revize edilirken 2024 için aynı oran %2,8 seviyesinde korudu. 2024 yılsonu gıda fiyatları enflasyonu varsayımı %35,5’ten %41,8’e, 2025 varsayımı %15’ten %22,5’e yukarı güncellendi. ABD doları bazlı yıllık ortalama petrol fiyatı varsayımı piyasa gelişmelerine bağlı olarak 2024 yılı için %3,7, 2025 yılı için %4,9 aşağı çekilerek sırasıyla 81,1 ve 78,8 dolar olarak belirlendi.
2024 yılsonu enflasyonu için yapılan 6,0 yüzde puanlık revizyonun 3,9 puanı enflasyon ana eğilim ve ataletinden, 1,6 puanı gıda fiyatlarından, 0,2 puanı ithalat fiyatlarından, 0,3 puanı çıktı açığından kaynaklanıyor. 2025 yılı için yapılan 7 puanlık artışın ise 3,5 puanı enflasyon eğilimi ve ataletinden, 1,9 puanı gıda fiyatlarındaki revizyondan, 0,9 puanı yönetilen/yönlendirilen fiyatlardan, 0,5 puanı ithal fiyatlardan, 0,2 puanı çıktı açığından kaynaklanıyor.
TCMB’nin enerji ve ithal fiyatlar ile ilgili varsayımları oldukça temkinli. Ancak gıda fiyatları ile ilgili varsayımı aşırı iyimser buluyoruz. Geleneksek hale gelen iyimserlik sebebiyle kendi tahminimizi yaparken gıda varsayımını dikkate almıyoruz.
TCMB enflasyon tahminlerini yukarı çekmesine rağmen dezenflasyon iddiasını savunuyor. Başkan Karahan talep ve arz koşullarındaki iyileşmenin enflasyonla mücadeleyi desteklediğini ve para politikasının yeterince sıkı olduğunu vurguladı. Genel eğilim göstergelerindeki kısmi iyileşmeye dikkat çekti. Üçüncü enflasyon raporundaki artık eskimiş olan %38’lik 2024 yılsonu öngörüsüne 3 ay gecikmeyle (2025 Mart) eski üst bant olan %42’ye 1 ay gecikmeyle (2025 Ocak) ulaşılacağını öne sürdü.
Asgari ücret ve enflasyon arasındaki ilişkiye yönelik soruyu Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay yanıtladı. Akçay (i) ekonomide yavaşlama dönemlerinde ücret artışının fiyat geçişkenliğinin daha sınırlı olacağını ve (ii) asgari ücret dışındaki ücret artışlarının daha düşük oranda gerçekleşeceğini öne sürdü. Ücret artışının hedef enflasyona uygun belirlenmesi için uygun bir dönemde olduğumuzu ekledi.
TCMB’nin önümüzdeki 6 aya dair öngörüleri bizim tahmin ettiğimiz patika ile uyumlu. Döviz kurunun ılımlı seyri ve iç talepte yavaşlama ile Kasım ve Aralık aylarında aylık enflasyonun %1,5-%2,0 bandına gerilemesini bekliyoruz. Yılsonu enflasyon öngörümüz %44,5 ile TCMB’den sadece 0,5 yüzde puan yukarıda.
Hizmet enflasyonundaki yavaşlama devam eder, Kasım enflasyonu öngördüğümüz aralıkta gerçekleşir ve TCMB Aralık ayına ilişkin iyi sinyaller alırsa 26 Aralık PPK toplantısında faiz indirimi görebiliriz. Baz senaryomuzda Aralık ayında 200 baz puanlık bir adımla politika faizinin %48’e gerileyeceğini öngörüyoruz. Başkan Karahan’ın yıl bitmeden faiz indirimine açık kapı bırakan vurguları bu tahminimiz destekliyor. 2025 yılında 200 baz puanlık adımlarla devam edileceğini ve yılsonuna kadar politika faizinin %28’e düşürüleceğini öngörüyoruz.
Diğer yandan bozulan fiyatlama alışkanlıklarının düzeldiğinden emin olmak, kamu kontrolündeki fiyatlara yapılan zamları görmek ve asgari ücret zammının etkilerini değerlendirebilmek adına faiz indirimi başlangıcının Şubat ayına ötelenmesini daha doğru buluyoruz. Daha geç başlayan ve yavaş ilerleyen bir faiz indirim döngüsünün son kertede daha düşük bir enflasyon ve faiz dengesine ulaşılmasını sağlayacağına inanıyoruz.
2025 yılı enflasyon tahminimiz %26 ile TCMB orta noktasından 5 yüzde puan yukarıda, üst bant seviyesine eşit. Asgari ücret zammının, enflasyon hedefi ile uyumlu olduğu öne sürülen %25 oranından daha yüksek, %35 civarında gerçekleşeceğini varsayıyoruz.
Serhat Gürleyen, Araştırma Direktörü
Dağlar Özkan, Ekonomist